Işık Kirliliği ve Aydınlatma Tasarımı

Aydınlatma tekniği açısından doğal ya da yapay aydınlatmaların yol açtığı herhangi bir olumsuz etki "ışık kirliliği" olarak tanımlanır. Aydınlatmada kullanılan ışığın özelliklerinin gereği gibi tasarlanmaması durumunda ışık kirliliği kapsamına giren sağlık, verimlilik, ekonomik vb. maddi ve/ya da manevi yönlerden çeşitli olumsuz etkiler ortaya çıkabilir. Aydınlatmaların yol açabileceği ve ışık kirliliği olarak adlandırılan bu olumsuz etkiler,

  • İnsanların görsel eylem ve çeşitli etkinliklerinin  güçleşmesi ya da engellenmesi, 
  • Yaban hayatında, bitki ve hayvanların yaşamında, ekosistemde değişikliklerin olması
  • Yapay enerji tüketiminin artması,
  • Geceleri kent görünümünün bozulması, 
  • Gece göğünün ışıklı hale gelerek, astronomik gözlemleri güçleştirmesi ya da engellenmesi vb. olarak sıralanabilir.

 

Işığın yol açtığı rahatsızlıkların ve istenmeyen koşulların oluşmaması, ancak tekniğine uygun ve doğru bir biçimde tasarlanmış ve uygulanmış iç ve dış aydınlatma düzenleri ile olanaklıdır. Aydınlatma düzenleri gerek ülkemizde yürürlükte olan standartlarda gerekse uluslararası ilgili kuruluşların yayınlarında yer alan kriterler ve bunlara ilişkin yönlendirici bilgiler doğrultusunda tasarlanmalıdır. Söz konusu kriterler aydınlık düzeyi, aydınlatan ışığın renksel özellikleri, aydınlatan ışığın doğrultusu, aydınlıkta oluşan gölgeler, aydınlık düzeyi dağılımları, kamaşma vb. olarak sıralanabilir. 

 

Işık kirliliği açısından, özellikle gece için kurgulanan dış aydınlatma tasarımlarında ilk adım, aydınlatılacak kent elemanının içinde yer aldığı çevre ortamı sınıfı özelliklerinin belirlenmesidir. Örneğin, yüksek ışıklı çevreye sahip E4 sınıfı kent merkezlerinde aydınlatılan yapı ve nesne yüzeylerinde izin verilen maksimum düşey aydınlık düzeyi 25 lx iken, doğal alanlar gibi genellikle karanlık çevreye sahip E1 sınıfı bölgelerde bu değer 2 lx e inmektedir. Çevre ortamı sınıfının belirlenmesinden sonra aydınlatılan nesneler, yüzeyler üzerindeki aydınlık düzeyi, ışıklılık, kamaşma vb. kriterlere ilişkin uygun çözümler üretilmelidir. 

Öte yandan, tasarımlarda konumu ve aydınlatma biçimi doğru seçilmiş olsa bile, uzaysal dağılımı uygun olmayan armatürler kullanıldığında, ışık istenmeyen doğrultulara gidebilir ya da aydınlatılması gereken alana düşmeyebilir, böylelikle kaçak ışıklar ve dolayısıyla ışık kirliliği oluşabilir. Örneğin, bir yol aydınlatma aygıtından yayımlanan ışıklarının doğrultusu gereği gibi ayarlanmadığında, kaçak ışıklar, kamaşmaya neden olarak sürücü, yaya ve bina içi kullanıcıların görsel konforunu etkileyebilir, çevredeki yapıları aydınlatarak kent görünümünü bozabilir, atmosferde yayınarak astronomik gözlemleri engelleyebilir. Yapı yüzü, otopark, bahçe, reklam panosu, vitrin vb. aydınlatmalarda da benzer olgular ortaya çıkabilir.

Kent elemanlarını geceleri aydınlatan yapay ışığın renksel özellikleri doğru belirlenmediğinde, renk algılama yanılgılarına ve yüzeylerin günışığı altındaki gerçek renklerinde algılanmamasına neden olabilmektedir. Bunun yanı sıra, kent elemanlarının farklı renklerde ışıklarla aydınlatılması, çok değişik renkli yüzeylerin yan yana gelmesine, neredeyse renk cümbüşü yaratılmasına ve bu bağlamda gece görünümünde görsel açıdan ışık kirliliğine bağlı “renk kirliliği” oluşmasına da yol açabilmektedir.  

Standartlara uygun aydınlatma tasarımlarının yapılabilmesinin temelde “aydınlatma eğitimi almış tasarımcılar” ile olanaklı olduğu da yadsınamaz bir gerçek olup yerleşimlerin gereği gibi aydınlatılması, ancak belli bir düzeni içeren aydınlatma planlamalarının yapılması ile olanaklıdır. Bir başka deyişle her yerleşimin, her kentin kendi özellikleri doğrultusunda kurgulanmış, ışık ve renk kirliliğine yol açmayan “bütüncül bir aydınlatma master planı” na gereksinimi vardır.


Rengin Ünver Hakkında

Prof. Dr. Rengin ÜNVER, lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde, yüksek lisans eğitimini aynı fakültenin Fiziksel Çevre Kontrolü ve Denetimi Bilim Dalı’nda tamamladıktan sonra, Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde akademik hayatına başlamıştır. R. ÜNVER başta “Mimari Aydınlatma” ve “Mimari Renk” olmak üzere Yapı Fiziği Bilim Alanı kapsamına giren konularda çok sayıda uluslararası ve ulusal yayın, araştırma projesi gerçekleştirmiş, lisansüstü tezi yürütmüş, birçok kongrenin düzenleme ve bilim kurulunda yer almıştır. R.ÜNVER, YTÜ’de Mimarlık Bölümü Başkanlığı, AB Ofisi Başkanlığı, Erasmus Koordinatörlüğü vb. idari görevleri yürütmüştür. Mimarlık Akreditasyon Kurulu (MİAK) Yönetim Kurulu, Aydınlatma Gereçleri İmalatçıları Derneği (AGİD) Onur üyeliği gibi üyelikleri de bulunmaktadır. “Aydınlatma Türk Milli Komitesi (ATMK)” nin kurucu üyelerinden olan R. ÜNVER komitede Başkanlık, Saymanlık gibi değişik görevlerde bulunmuş olup halen ATMK 9. Dönem Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevinin yürütmektedir. R. ÜNVER, 1998 yılından bu yana Uluslararası Aydınlatma Komisyonu (Commission Internationale de l'Eclairage, CIE) bölümlerinden “1. Bölüm Görme ve Renk” e katkı sağlamakta ve Uluslararası Renk Birliği (Association Internationale de la Couleur, AIC)’nin çalışma gruplarında yer almaktadır. 

İlginizi çekebilecek diğer Konuk Yazarlarımız...